İSTANBUL- 1 Mayıs Mahallesi 2 Eylül Festivali’nde İbrahim Kaypakkaya silüetli Partizan flamalarının indirilmediği gerekçesiyle cem evi bahçesi önünde yapılmak istenen basın açıklamasına polis saldırısı gerçekleşmişti.
Polis saldırısında 34 kişi darp edilerek gözaltına alınmıştı. Gözaltı sırasında ve gözaltı araçlarında devam eden işkence sonucu birçok kişinin vücudunda morluklar oluştu ve bir Partizan okurunun sol gözünde yüzde 40 görme kaybı oluştu. Buna karşı 2 Eylül Festival Tertip Komitesi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi.
İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri yaptığı konuşmada yasakların artık hemen hemen her alanda var olduğuna değindi. İşkencenin artık yasal dayanaklara kavuşturulduğu ve bundan dolayı keyfi uygulamaların yasal bir zemine dayandığından bahsetti. Yoleri, festivale konu olan yasakların, işkencelerin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak mücadeleyi ortaklaştırma çağrısında bulundu.
Yoleri’nin konuşmasının ardından 2 Eylül Festival Tertip Komitesi adına Tuba Apaydın konuşma gerçekleştirdi. Konuşmada egemenlerin içinde bulunduğu ekonomik krizin tüm faturasının işçi ve emekçi halka ödetilerek krizin aşılmaya çalışılmasından bahsedildi. İktidarın bu süreçte demokratik haklara dahi saldırdığı ve festivallerin de bundan ayrı ele alınamayacağı vurgulandı.
Festival günü yürüyüşün ve panelin yasaklandığı belirtilirken cem evi önünde yapılmak istenen basın açıklamasına da polisin Partizan flamalarını bahane ederek hiçbir uyarı ve ihtar yapmadan saldırdığı, gözaltında bir kişinin kaslarında yırtılma, bir kişinin gözünde yüzde 40 görme kaybı oluştuğu belirtildi.
Açıklama “En demokratik haklarımızı dahi zor yolu ile gasp etmek isteyen egemenler, her gün yeni yasaklarla, hak gasplarıyla kendi varlıklarını sürdürmek istemektedirler. 2 Eylül Festival yürüyüşüne özelde de Kaypakkaya flamalarına yapılan saldırıyı bu düzlemde ele almak gerekmektedir. Ancak egemenler bilmelidir ki bizler keyfi uygulanan yasakları tanımıyoruz. İbrahim Kaypakkaya flaması taşımak suç değildir.” denilerek sonlandırıldı.
Daha sonra açıklamada konuşan Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) temsilcisi Mahir Gürz, en insanı, demokratik etkinliklerin dahi yasaklamalarla karşı karşıya kaldığını, keyfi yasaklarla engellendiğini ve 1 Mayıs Mahallesi festival öncesinden kuşatma altına alındığını ifade ederek, “2 Eylül Festivali toplumsal mücadelenin önemli politik, kültürel, demokratik kazanımlarından biri. İşçilerin, emekçilerin kan ve can pahasına mücadele ederek ilerlettikleri bir mevzi. Dolayısıyla festivale yapılan saldırı, kuşatmanın da tamda bu politik durum üzerinden okunması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.
EMEP adına konuşan İhsan Polat kendi yasalarını bile tanımayan devletin teslim alma ve yıldırma politikalarıyla insanların bir araya gelmesini engellemek için yaratmış oldukları terörü sürdürdüğünü söyledi. Festivalde yaşananlardan bahseden Polat, konuşmasını “1 Mayıs Mahallesi’nin geleneğinde teslim olmak yoktur.” diyerek sonlandırdı.
Daha sonra polis işkencesinde sol gözünde yüzde 40 görme kaybı oluşan Partizan okuru Ercan Işık söz aldı.
Alevi mitinglerinde, Newroz’larda ve mahallelerde Partizan flamalarına yönelik saldırıların yeni olmadığından bahseden Işık, yine böyle bir durumla karşı karşıya kaldıklarından söz etti. Festivalin 3. günü yapmak istedikleri basın açıklamasına izin verilmediği, gözaltına alınırken ağır bir işkenceden geçtikleri ve işkence sonucu sol gözünde yüzde 40 görme kaybı oluştuğunu aktardı. Işık’ın “Onlara şu mesajı vermek lazım: nasıl ki İbrahim Kaypakkaya işkencede 90 gün direndiyse bizim de onlardan devraldığımız kızıl direnme ruhuyla aynı şekilde cevabımızı vereceğiz.” mesajıyla basın açıklaması sona erdi.