Mesleki Eğitim Merkezlerinde (MESEM) çocuk iş cinayetleri durmuyor. Evrensel’den Kübra Kırımlı’nın haberine göre geçtiğimiz hafta Ankara Çubuk’ta MESEM kapsamında çalıştığı inşaattan düşerek hayatını kaybeden Eren Alperen Kocayavuz henüz iki ay önce 15 yaşına girmişti. Fatih Sultan Mehmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin Mesleki Eğitim Merkezi’ne kayıtlı olan Alperen’in ölümüyle birlikte MESEM’lerde can veren çocuk sayısı 10’a çıktı.
Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube yöneticilerinin ziyaret ettiği anne Dilek Kocayayuz, Alperen’in çoğu kez haftada 7 gün inşaata gittiğini söyleyerek “Çok yoruluyordu. Her işe koşturdular oğlumu, ölmeden bir gün önce de iskeleye çıkarmışlar” dedi.
Baba Tamer Kocayavuz ise müteahhittin şikâyetten vazgeçmeleri karşılığında “Ne isterseniz veririz” sözlerine tepki göstererek “Benim oğlum geri gelmeyecek, şikayetçiyim. Yazık günah… 14,15, 16 yaşında çocuklar önlem alınmadığı için iş yerlerinde ölüyor. Nasıl bir devlet, denetleme yok, sorumluluk yok” isyanını dile getirdi.
“ÖNLEM DE DENETİM DE YOK”
Baba Tamer Kocayavuz, Alperen’in ölümünün ardından başsağlığı için kendisini arayan çok sayıda muhalefet vekilinin MESEM’lerden vazgeçilmesi için AKP’ye söz geçiremediklerini anlattıklarını belirtti. Kocayavuz, “Yazık günah! 14,15, 16 yaşındaki çocuklar önlem alınmayan iş yerlerinde ölüyor. Şimdi gidin bakın Çubuk’taki inşaatlara, bu olayın ardından önlemlerini almışlardır. Böyle mi olmalıydı? Elbette kaza olur. Ama böyle olur mu? Önlem alınsın da takdir Allah’ın. Nasıl bir devlet! İnşaatlarda denetleme yok!” sözleriyle tepkisini gösterdi.
“GEÇİNEMEDİĞİMİZ İÇİN ÇALIŞIYORDU”
“Çocuklar okulda olmalı. Ama benin maaşım az, tek maaşla geçinemiyoruz” ifadelerini kullanan baba Kocayavuz, bu koşullar nedeniyle Alperen’in birçok iş yerinde çalışmak zorunda kaldığını söyledi. Son olarak çalıştığı ve hayatını kaybettiği inşaatın sahiplerini de tanıdıklarını dile getiren baba Kocayavuz “Gerçi olayın ardından inşaat sahibi Alperen’i tanımadığından bahsetmiş. Gitmiyordum inşaata demiş” diye konuştu.
Milyarlarca liraya satılan dairelerin yapıldığı inşaata işçilerin canını korumak için bir file çekmenin bile çok görüldüğüne dikkati çeken baba Kocayavuz “İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Yeter ki müteahhitin cebinden para çıkmasın. Öyle paranın içine s….yım. Bizim zihniyetimizde ‘Bir şey olmaz inancı’ var. Ama bir şey oluyor işte. Benim oğlum gitti” dedi.
“NE İSTERSENİZ VEREYİM” SÖZLERİNE TEPKİ
Alperen’in ölümünün ardından müteahhittin kendilerine “Ne isterseniz vereyim” dediğini aktaran baba Kocayavuz, “Başıma bu gelmiş, daha senden ne isteyeyim! ‘Asıl ben sana istediğini vereyim, sen bana oğlumu ver’ dedim. Verebilir mi, veremez! Sen jandarma ile gittin geri gelirsin, benim oğlum imam ile gitti, geri gelmez. Biz şikayetçiyiz. Olay yeri geldi, savcı geldi, olay yerinde hiçbir önlem alınmamış! İş öğrensin diye yanına verdiğim oğlumu taşerona veren kişi de dahil toplam 3 kişi şu an cezaevinde” dedi.
“DEVLETİN ÖDEDİĞİ ÜCRETİ VERMEDİLER”
İnşatta doğal gaz tesisatı döşeme işini öğrensin diye yanına verdikleri kişinin de işi taşerona yaptırdığını anlatan baba Kocayavuz, “Yanına iş öğrensin diye verdiğimiz kişi, devletin Alperen için ödediği ücreti kesiyordu. Alperen’e sadece haftalık veriyorlardı, devletin ödediği ücreti vermiyorlardı. Bir şey demedik, iş öğrensin oğlumuz diyerek sustuk” diye konuştu. Alperen’in inşaatta yaklaşık 6-7 aydır çalıştığını söyleyen baba Kocayavuz, “Başta haftalık bin 1500 lira alıyordu. Sonra 2 bin lira verdiler” dedi.
“SABAH 6, AKŞAM 9 ÇALIŞTI”
Alperen’in sabah saat 06.00’da işe gidip, akşam saat 21.00’e kadar çalıştığını anlatan baba Kocayavuz “Haftanın 6 günü çalışıyordu. MESEM’lerde bahsettikleri gibi 4 gün iş yeri 1 gün okul yok. Bir gün okuldan öğretmenine rastladım, ‘Alperen 4 gün değil, 5 gün işe gidiyor’ dedim. Öğretmeni de ‘Olur öyle’ dedi. Çoğu kez haftalık ücreti de sarkıyordu, haftasında ücretini almadığı için benden para istiyordu” dedi.
“PAZAR GÜNLERİ DE ÇALIŞTIRDILAR”
Alperen’in annesi Dilek Kocayavuz, oğlunun ter içinde kaldığı bir fotoğrafı göstererek, “Oğlum çoğu kez pazar günleri de çalışıyordu. İşe girdiği günden bu yana sadece birkaç pazar evdeydi. Onun dışında her pazar işe çağırıyorlardı. Hatta gelip kapıdan aldılar birkaç kez, ‘Abla işler yoğun’ dediler. Ben göndermek istemedim ‘Anlayışlı olun’ dediler, mecbur kalıp gönderiyorduk” diye konuştu.
“HER İŞE KOŞTURDULAR OĞLUMU”
Bir ay önce işyerinde bir matkap çalındığını, o matkabın parasını da inşaattaki çıraklardan kestiklerini anlatan anne Kocayavuz, “Bu yüzden oğlum 4 hafta ücret alamadı. Yaşamını yitirdiği hafta ücret alacaktı ama oğlumu kaybettik” dedi.
Alperen’in inşaata doğal gaz tesisat döşeme işini öğrenmesi için girdiğini ama Alperen’e her işi yaptırdıklarını belirten anne Kocayavuz, “Daha iki ay önce 15 yaşına girmişti. İşe başladığında 14 yaşındaydı. Oğlumu ölmeden bir gün önce de iskeleye çıkarmışlar. 15 yaşındaki çocuğa çimento çuvalları, kum taşıttılar. Lavabo fayansı kırdırmışlar. Her iși yaptırdılar yani” dedi.
Okumak istemeyen Alperen’i kötü şeylerle uğraşmasın diye MESEM’e kaydettirdiklerini anlatan anne Kocayavuz, “Normalde MESEM kapsamında bir gün okula gitmesi gerekti ama ustaları okula göndermedi. Sadece sınav için okula gidiyordu. Şikayetçiyiz” diye konuştu.
“NE FİLE VAR NE DE KASK”
Alperen Kocayavuz’un amcası Zafer Kocayavuz, Alperen’in düştüğü yerde koruyucu filenin olmadığını, boşluğu öylesine bir tahtayla kapattıklarını belirterek, “Alperen’in sırt üstü düştüğünü söylediler. Görgü tanıklarının dediğine göre, sırtını boşluktaki tahtaya yaslamış, o da sağlam değilmiş ve düşmüş. Orada filenin olmadığı, kafasında kask olmadığı bilgisini sonradan aldım. Bu olayda bir ihmal varsa hepsinin ceza almasını istiyoruz. Bizim canımız gitti, başka canlar gitmesin. Tarif edilmez bir acı yaşıyoruz” diye konuştu.
EĞİTİM SEN: MESEM’LER KAPATILSIN
Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube yöneticileri ile Eğitim Sen Çubuk temsilcileri, iş cinayetinde hayatını kaybeden MESEM’li 15 yaşındaki Alperen Kocayavuz’un ailesine başsağlığı ziyaretinde bulundu. Ziyarette konuşan Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Mehmet Aydoğdu, MESEM’lerde 10 öğrencinin iş cinayetinde hayatını kaybettiğine işaret ederek “Alperen’in ölümü bir kaza değil cinayettir. Birer çocuk sömürüsü çarkına dönüşen MESEM’ler kapatılmalı” dedi.
Ziyaretin ardından Eğitim Sen heyeti, Alperen’in yaşamını yitirdiği inşaatın önüne gitti. Faal olmayan inşaat önünde açıklama yapan Aydoğdu “Ankara Çubuk’ta Alperen Kocayavuz bu inşaatta iş cinayetine kurban gitti. Aylardır çocuk cinayetleri merkezlerine dönüşen MESEM’lerin kapatılması için çağrılar yapıyoruz. Çocuk cinayetlerinin durdurulması için MESEM’ler kapatılmalı” çağrılarını yineledi.
Aydoğdu son olarak Alperen Kocayavuz’un yaz aylarında çalıştırılmasına dair belgelerin tam olduğunu belirterek, “Soruşturma kapsamında savcılık söz konusu belgeleri okuldan istedi” bilgisini verdi.
“ÇOCUKLAR AĞIR SÖMÜRÜ ALTINDA”
Son 3 yılda MESEM kapsamında sermayeye kamu kaynaklarından 15 milyar TL’ye yakın kaynak aktarılırken 10 çocuk da patronların kârı uğruna can verdi. MESEM’lerle çocukların bedava iş gücü olarak işletmelere sürüldüğüne dikkati çeken Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı gönüllüsü Nail Dertli, “MESEM’lere kayıtlı öğrenci sayısı olağanüstü bir hızla arttı. Fakat bu artış sağlanırken hiçbir sağlık ve güvenlik önlemi alınmadı. İş yerlerinde özel bir düzenleme de yapılmadı” dedi.
Yaptıkları alan araştırmasında, iş yerlerinde çocukların yemek yiyebilecekleri ortamların olup olmadığının bile denetlemediğini tespit ettiklerini dile getiren Dertli, “Özellikle küçük ve orta çaplı işletmelerde çalışan çocuk işçilerin aşırı sıcak, aşırı soğuk, gürültülü ve zehirli kimyasallar gibi birçok zararlı etkene maruz kaldığını gözlemledik. MESEM kapsamında çalışan çocuk işçiler işletmelerde en ağır sömürüye maruz kalıyorlar. İş kazalarıyla gündeme gelen çocuk işçiler aynı zamanda meslek hastalıkları açısından da tehlikede” uyarısını yaptı.
(HABER MERKEZİ)