11 yaşındaki çocuğa cinsel istismarda bulunup ölümüne sebep olan 3 kişi beraat etti

Şemdinli’de 11 yaşındaki Esra Y’ye sistematik cinsel istismarda bulunan Veysi, Zahir ve Nihat Yılmaz isimli 3 erkek hakkında beraat kararı verildi. Duruşma ardından karara tepki gösterilen açıklamada, “Yüzyıllık Türk yargı pratiği failleri aklamış ve ödüllenmiştir” denildi.

Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı bir köyde 27 Mayıs 2016 tarihinde Veysi, Zahir ve Nihat Yılmaz isimli 3 erkek, 11 yaşındaki Esra Y’ye sistematik cinsel istismarda bulundu. Çocuğun yaşananları yakınlarına anlatmasıyla beraber başlatılan hukuki süreçte 3 failin tutuklu yargılandığı dava Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Üç faile ayrı ayrı “cinsel istismar” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından 42’şer yıl hapis cezası verildi. Faillerin Bölge İstinaf Mahkemesi’ne yaptıkları itiraz başvurusu sonrası verilen ceza usulden bozularak failler hakkında tekrar yargılanma kararı verildi. Ancak failler, tutuklandıktan 8 ay sonra “delil yetersizliği” iddiasıyla tahliye edildi. Faillerin tahliye edildiği tarihten 11 gün sonra Esra Y, intihara sürüklenerek yaşamını yitirdi. Yeniden yargılamanın yapıldığı davanın 10’uncu duruşması Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

“TEŞEKKÜR” MAHKEME DÜZENİNİ BOZUYOR GEREKÇESİ

Sanıklar Veysi, Zahir ve Nihat Yılmaz duruşmaya katılmadı. Yapılan kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada ilk olarak söz alan Esra Y’nin ağabeyi Ömer Y, failler ve ailesi tarafından tehdit edildiğini açıklayacak olan Ömer Y, “gelen herkese teşekkür ediyorum” demesi üzerine mahkeme heyeti tarafından; “burası teşekkür yeri değil” denilerek salondan çıkarıldı. Ağabey Ömer Y’nin, “Mahkeme düzenini” bozduğu iddiasıyla duruşma salonundan çıkarılmasına itiraz eden avukatlar mahkeme heyetinin bu tutumuna karşı duruşmaya girmeme kararı aldı.

BERAAT KARARI

Ömer Y’nin duruşmaya alınması için yapılan tüm müzakerelerden sonuç çıkmaması üzerine mağdur vekili tüm avukatlar duruşmaya katılmama kararı aldı. Heyet, verilen aranın ardından henüz avukatlar salona girmeden, sanıklar hakkında “yeterli delillerin oluşmadığı” ve “şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği” beraat kararı verdi.

CANAN: HUKUK MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ

Verilen kararın ardından duruşmaya katılım sağlayan, kurum, kuruluş, siyasi parti ve hukuk örgütleri Yüksekova Adliyesi önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamada ilk olarak konuşan Hakkari Barosu Başkanı Ergün Canan, “Bugün bir yargı kararının hukuk garabeti, hukuk faciasıyla karşı karşıyayız. Tüm delillere rağmen verilen beraat kararıyla uygulanan cezasızlık politikasıyla karşı karşıyayız. Verilen karar karşısında hukuk mücadelemizden bizi hiçbir güç geri koyamaz. Herkes için sahada olduğumuzu belirtmek isterim. Hukuk mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğimizi belirtmek istiyoruz. Cezasızlık politikası ne yazık ki Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’ne de yansımıştır. Beraat kararının çıkması Ömer’in basit gerekçelerle dışarıya çıkarılmasıyla her şey aydınlığa kavuştu” dedi.

“ADALETİN BU KADAR ADALETSİZ OLDUĞUNU BİLMİYORDUK”

Esra Y’nin ağabeyi Ömer Y, yıllardır adaletsiz bir durumla karşı karşıya kaldıklarını belirterek “Ben annemi ve kız kardeşimi kaybettim. Yaşadığımız bunca acı ve köyde bize yapılan bu baskılara rağmen hep adalet yolunu gözledik. Sırf arkamızda adalet olduğu ve teşekkür ettiğim için dışarı çıkarıldım. Eğer ben kız kardeşimin hakkını savunamayacaksam vefat eden kardeşimin hakkını kim burada savunacak. Ama adalet işte… 42 yıl hapis cezası verdiği halde, bugün beraat kararı verildi. Biz bu adaletin bu kadar adaletsiz olduğunu bilmiyorduk. Adalete ne biz ne de kız kardeşimizin hakkını helal etmiyoruz. Tüm delillere rağmen sanıklara beraat kararı verildi. Biz sonuna kadar bu dava adalet sağlanıncaya kadar izini sürdüreceğiz” dedi.

“SANIKLARIN TUTUKSUZ YARGILANMALARI DELİLLERE ETKİ ETMİŞTİR”

Ardından konuşan ÖHD Hakkari Şube Üyesi avukat Ramazan Kurt, bu ve daha önceki mahkeme heyetlerinin sanıklardan yana tavır aldığını belirterek dava avukatlarının makul taleplerinin yargılama süresi boyunca kale alınmadığını vurguladı. Kurt, “Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi ve ondan önceki yargılama makamları, avukatların ve savunma makamlarının aleyhine bir tutum içerisinde olmuşlardır. Mahkemeler bir yargılama makamı olmaktan çok, bir taraf olarak tavır sergilemişlerdir. Şahıslar tahliye oldukları günden bu yana dosyadaki tüm deliller üzerinde etki etmişlerdir. Aileye görüşmeler yapılarak baskı yapılmıştır. Tüm bu yaşananları bu dereceye getiren Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’dir” dedi.

“TÜRK YARGI PRATİĞİ FAİLLERİ AKLADI”

Kurt konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Yüksekova’da artık hiçbir insan ne sokağında, evinde ve mahallesinde güvende değil. Yargı makamı tarafından verilen bu karar kentte bir infial yaratmıştır. İnsanlar artık rahatça dolaşamayacaklarının farkındalar. Çocuklar artık okullara rahatça gidemeyeceklerinin farkına vardılar. Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi, yüzyıllık Türk yargı pratiği failleri aklamış ve cezalandırmayıp ödüllenmiştir. Musa Orhan’ı ödüllendiren mahkeme ve bu 3 sanığa beraat kararı veren mahkeme aynı erkek yargı yapısına aittir. 3 şahıs iyi bilsin ki biz onları halkın vicdanlarında zaten mahkûm ettik. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın bugün yeniden bizim için, yeni bir başlangıç olarak kabul ediyoruz.”

(HABER MERKEZİ)