HABER MERKEZİ- Van’daki demokratik kitle örgütleri, 102 gündür ölüm orucunda olan TKP/ML davasından Kadir Karabak ve MKP davasından Esat Naci Yıldırım’ın durumuna dikkat çekti. Yaptıkları tüm başvuruların sonuçsuz kaldığının aktarıldığı açıklamada, ölümlerin yaşanmaması için Adalet Bakanlığı ve TBMM İnsan Hakları izleme Komisyonu’na çağrı yapıldı.
Van Barosu, Van-Hakkari Tabip Odası, TİHV Van Temsilciliği, İHD Van Şubesi, ÖHP, SES, KESK, TUHAY-DER hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Van Barosu’nda yapılan toplantıda konuşan avukat Savaş Avcı, tutuklulara yönelik hak ihlallerinin birçok cezaevinde arttığını söyledi.İnsan Hakları temelli kuruluşların yaptığı tespitlerde Türkiye’nin karnesinin iyi olmadığını ve kötüye gittiğini belirten Avcı, “Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülere yapılan uygulamanın insan onuruyla bağdaşmayan, temel hak ve hürriyetlerin askıya alındığı uygulamalara sahne olan hak ihlallerinden kaynaklandığı belirtilmektedir” dedi.
‘ÖLÜM ORUCU 102. GÜNÜNDE’
Adalet Bakanlığı tarafından gönderilen genelge sonrası Van F Tipi Hapishanesi’nde başlatılan uygulama ile hapishane havalandırma alanlarının tel örgü ile kapatılmasının ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı olduğunu hatırlatan Avcı, bu sorunun hak ihlallerinin eriştiği boyutu gözler önüne serdiğini söyledi. Söz konusu uygulama ile yaşanan hak ihlallerini protesto etmek için ölüm orucuna giren tutuklu Kadir Karabak ve Esat Naci Yıldırım’ın ölüm orucunun 102. gününe girdiğine dikkat çeken Avcı, tutukluların ölüm orucuna başladıkları günden beri tecride alındıkları,hak ihlallerine ilişkin insan hakları alanında çalışan kurumlara gönderdikleri mektuplarına el konulduklarını avukatları vasıtasıyla ilettiklerini söyledi. Avcı, tutukluların son derece insani ve makul olan taleplerin karşılanmasının ölüm orucunun bitirilmesinde elzem rol alacağını söyledi.
‘SAĞLIK DURUMLARI KÖTÜYE GİDİYOR’
Ölüm orucunu 102 gündür sürdüren Yıldırım ve Karabak’ın sağlık durumlarının kritik aşamaya geldiğine dikkat çeken Avcı, avukatların yaptığı son 2 görüşmede baş ağrısı, aşırı halsizlik, kemik ve ilik ağrıları, idrarda kanama, aşırı unutkanlık görme bozuklukları gibi hastalıkların ciddi boyutlara ulaştığı, sıvı tüketiminin neredeyse imkansız hale geldiği, hareket kabiliyetlerinin oldukça azaldığı, konuşmakta zorlandıklarının tespit edildiğini belirtti.
‘GÖRÜŞMELER SONUÇSUZ KALDI’
Konuyla ilgili hapishane idaresi ile yapılan görüşmenin sonuçsuz kaldığını belirten Avcı, avukatlar vasıtasıyla Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na bilgilendirmelerin yapıldığını fakat herhangi bir dönüşün gerçekleşmediğini kaydetti. Avcı, Van-Hakkari Tabip Odası’nın tutsakların başvuruları üzerine bağımsız bir heyet ile muayene kontrollerin yapılması için mahpuslarla görüşme talebinde bulunduğunu bu talebinde Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedildiğini söyledi.
Ölüm orucunda olan tutsakların durumu ile ilgili başta Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililerce bir an önce adım atılması çağrısında bulunan Avcı, “Bunun içinde ölüm orucuna neden olan uygulama sonlandırılması gerekmektedir” dedi.
‘GEREKLİ ADIMLAR GEÇ OLMADAN ATILMALI’
Yetkililerin sessizliğine tepki gösteren Avcı sözlerini şöyle tamamladı: “Ceza İnfaz Kurumu’ndaki tutuklu ve hükümlülerin en başta yaşam hakları olmak üzere temel hak ve hürriyetleri sağlamak ve korumak sorumluluğunda olan Adalet Bakanlığı ve Ceza Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ile TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na sorumluluklarını hatırlatıyoruz. Bu kişiler tutuklu ve hükümlü olsa da bu kişilerin yasal bütün hak ve yetkileri mevzuata ve eşitlik ilkesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu haliyle biz bir kez daha insan hakları savunucuları ve insan hakları ilkelerini merkez alan insan odaklı kuruluş ve dernekler olarak Adalet Bakanlığı ve TBMM İnsan Hakları izleme Komisyonu’na sesleniyoruz; tutuklu ve hükümlü olup olmadığına ve hangi suçtan tutuklu olduğuna bakılmaksızın bütün ceza infaz kurumundaki hak ihlallerine son verilmesini ve Kadir Karabak ve Esat Naci Yıldırım’ın ölümleri beklenmeden ve çok geç olmadan gerekli adımların atılması çağrısını yapıyoruz.”