HABER MERKEZİ- Dilan Alp’i 2013 1 Mayıs’ında gaz fişeğiyle başından vuran polisin kimliği tespit edilemediği gerekçesiyle soruşturmaya takipsizlik kararı verildi. Vurulduğunda 17 yaşında olan Dilan Alp bu olay sonrasında iki kez beyin ameliyatı geçirmişti.
Cumhuriyet’ten Hilal Köse’nin haberine göre, Kamu Denetçiliği Kurumu, polis müdahalesinin hem ulusal hem de uluslararası mevzuat uyarınca hukuka aykırı olduğunu tespit etmiş bunun yanı sıra Alp, kendisini “marjinal örgüt üyesi” diyerek hedef gösteren dönemin İstanbul valisi Hüseyin Avni Mutlu aleyhine açtığı davada 10 bin TL tazminat kazanmıştı.
SAVCILIK KARARINA RAĞMEN TAZMİNAT REDDEDİLDİ
Olay sonrasında Savcılık, Dilan Alp’in’ herhangi bir yasadışı eyleminin bulunmadığına karar vermişti ancak, geçen Haziran ayında, İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı tazminat davası, İstanbul 10. İdare Mahkemesi’nce reddedildi. Şimdi de polisler hakkındaki soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
GAZ ATAN POLİS LİSTEDE YOK
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın takipsizlik kararında 16 polis şüpheli olarak yer aldı. Polisler, ifadelerinde, Dilan’ı yaralayan gaz tüfeğini kullanan zetçinin kendileri olmadığını, o çevrede kimin gaz atıcı personel olarak görevlendirildiğini hatırlamadıklarını söylediler. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, savcılığın isteği üzerine dosyaya gönderdiği yazıda, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü arşiv kayıtlarının incelendiğini ve bahse konu olay yerinde görevli bazı grupların görev listelerinde gaz tüfeği kullanmakla görevli personelin belirtilmediğini bildirdi.
ŞÜPHELİ TESPİT EDİLEMEMİŞ
7 adet video görüntüsünü inceleyen bilirkişinin raporunda ise şu ifadeler yer aldı: “… hemen akabinde emniyet görevlilerinin (bina) önüne doğru geldikleri, bu esnade elinde gaz tüfeği olan bir polis memurunun olduğu görülmüş ancak gaz tüfeğiyle ateş edenin o olup olmadığı tespit edilememiştir. Sadece olay yaşandıktan hemen sonra olay yerine koşan emniyet görevlilerinden birinin elinde gaz tüfeği olduğu dikkat çekmiştir…” İstanbul Jandarma Kriminal’in 2017’de hazırladığı uzmanlık raporunda da gaz tüfeğinin ateşlenme anıyla, Dilan’ın vurulma anının görüntülerde yer almadığı ifade edildi. Jandarma Kriminal, görüntülerdeki kask numaralarını kullanan kolluk görevlilerinin tespitinin istenmesi üzerine ise “Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü kayıtları incelendi. 1 Mayıs 2013 gününe ait ayrıntılı görev listelerinde ve zimmet kayıtlarında belirtilen kask numaralarını kullanan personellerin belirtilmediği anlaşıldığından gerekli tespit işlemi yapılamadı” dedi. Savcılık da kimliği tespit edilen 19 polis hakkında delil yetersizliğinden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. Takipsizlik kararına şu notu da düştü: “Yapılan tüm aramalara rağmen müştekiyi yaralayan şüpheli tespit edilemedi.”
POLİSLER GİZLENDİ
Dilan’ın avukatı Gülizar Tuncer, mahkemeye verdiği itiraz dilekçesinde, “Dosyadaki görüntülerden Dilan’ın takip edilip kasten vurulduğu açıkça görülüyor. Emniyet Müdürlüğü, bazı grupların görev listelerinde gaz tüfeği kullanmakla görevli personelin belirtilmediğini bildirmiş. Yani emniyet açıklayıcı, net bilgilendirme yapılmadığı gibi olayda sorumluluğu olan polisler gizlenmiştir. Aslında bu kişileri tespit etmek emniyet birimleri için son derece kolaydır. Bundan daha vahim olan konu ise, Dilan’ı ölümcül şekilde yaralayan sorumluların kullandığı kaskların ve bu kasklara ait numaraların, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nce tutulan kayıtlarda 1 Mayıs 2013 gününe ait ayrıntılı görev ve zimmet listelerinde bir karşılığı olmamasıdır. Açıktır ki kask numaralarının kime verildiğinin saklanmış olması kasıtlı olarak yapılan ve amirlerince memurlar suç işlemeye teşvik eden bir durumdur. Savcılık, esas sorumlu konumundaki amirlerin ifadelerini dahi almamıştır” dedi.